top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıYavuz Erfidan

Calandrino, 14.yy’da Kalmalı!*

Calandrino’nun hikayesini hiç duydunuz mu? Decameron’da güzel kızımız Elissa onun hikayesini anlatırken günümüzde bir çoğu siyasetçi olan Calandrino’ların varlığından habersizdi elbette. Hikaye her ne kadar Calandrino’nun da olsa, bu hikayenin bütün yükünü omuzlayan Calandrino’nun vefakâr eşi Tessa’dır. Bu sefil ressamın tüm yükünü çeken, güzel ve hamarat kadın; sanki tüm ahmakların, hatalarını bedel ödeyerek sonlandırmanın ete ve kemiğe bürünmüş hali gibidir. Bugün de büyük dersler çıakracağımız Calandrino’nun hikayesini sizlere kısaca anlatayım.

İtalya’da cin gibi akıllı iki arkadaşa sahip Calandrino isimli saf bir ressam yaşarmış. Arkadaşları, Bruno ve Buffalmacco da onun gibi ressamlarmış ve onunla arkadaşlık etmelerinin tek sebebi de onun saflığıyla dalga geçip eğlenmekmiş. Arkadaşları sayesinde Calandrino’nun saflığı da tüm şehire yayılmış. Maso del Saggio isimli bir genç adam da bu saf ressamın saflığından faydalanarak eğlenmek istemiş. Kilisede onu tek başına dua ederken gördüğünde, yanındaki bir başka muzip genç ile Calandrino’nun yanında durarak onu görmezden gelip önemli bir şeyler konuşmaya başlamışlar. Bizim saf Calandrino da atılan oltaya gelmiş ve konuşulanlara kulak misafiri olmanın bir adım ötesine geçerek bu şakacı kişilerin sohbetine katılmış. Maso, arkadaşına hayalî yerlerin adını söylüyor, hayalî taşlardan bahsediyor, bu taşların paha biçilemez değerlerini hayalî para birimleri ile ölçüyormuş. Hemen buraların ne kadar uzakta olduğunu sormuş Calandrino, ancak bu memleketler o kadar uzakmış ki gitmesinin imkanı yokmuş. Maso, Calandrinonun üzgünlüğünü hemen dağıtmış ve çok yakın yerlerde güneş taşı diye bir taştan bahsedip, sade siyah renkli bu taşın özelliğini sorduğunda ise eline alanın görünmez olacağını söylemiş. Calandrino hemen oradan bir bahane üreterek ayrılmış ve kurnaz arkadaşlarını aramaya başlamış.

Arkadaşları ile bu yola çıkmak için onlara ne kadar zengin olabileceklerinden bahsetmiş ve Maso’nun uydurmalarını bir bir anlatmış. Arkadaşları göz göze gelmiş ve Maso’nun yalanları üzerine kurulmuş bu oyunu oynamaya karar vermişler. Ertesi sabah taşı aramaya çıkacaklar ve Calandrino’nun zenginlik hayali için çaba sarfedeceklermiş. Sabah olunca şehrin hemen dışındaki güneş taşlarının olduğu yere varır varmaz gördüğü tüm siyah taşları toplamaya başlamış Calandrino. Arkadaşları ise onu arkadan seyredip gizli gizli gülüyorlarmış. Cepleri, çantası, eteği dolunca yemek vaktinin de yaklaşması ile arkadaşları oyunu oynamaya başlamışlar. Birden “Calandrino nerede?” diye birbirlerine sormaya başlamışlar. “Demek bizi kandırıdın ha saf Calandrino! Alacağın olsun” diyerek öç aldığını düşünmüş gibi yapmışlar. Calandrino ise gözlerine inanamayıp kucağındaki taşlardan birinin güneş taşı olduğuna hemen inanmış. Hangisi olduğunu bilemediği için de kucak dolusu taşla kıpırdamadan bekliyormuş. Arkadaşları onun daha önce yaptıkları şakaların öcünü aldığını ve kendilerini kandırdığını düşünerek Calandrino’ya küfürler etmişler. Şehre dönerken bu sefer arkadaşları önden Calandrino ise kucak dolusu taşla ağır ağır arkadan gidiyormuş. Arkadaşlarının, durumu anlattıkları şehir kapısında bekleyen muhafızlar da Calandrino’nun görünmez olduğunu sanarak sessiz sessiz yürüyüşünü izlerken kendilerini gülmemek için zor tutmuşlar. Tam yemek vakti olduğundan ve zaten şehrin dışında olan evine giderken de çok az kişiyle karşılaşmış ve bu kişiler de talihin de katkısıyla onu görmezden gelmiş yanından geçip gitmişler. Tam eve girmiş ki, karısı sitemkâr bir bir bağırışla yemeğe geç kaldığını söyleyip çıkışmış. Calandrino şoka uğramış. Karısının yarattığı bu şok ona karşı bir öfkeye dönüşmüş ve Calandrino yıllardır hizmetini gören güzel karısına hakaretler eşliğinde temiz bir sopa çekmiş. Hemen peşisıra gelen arkadaşları da Calandrino’ya olan biteni sormuşlar ve kendilerine kandırdı diye kızmışlar. Calandrino ise onlara taşı bulup görünmez olduğunu, hatta kendisini aradııkları sırada onlardan sadece on adım uzakta olduğunu, taşı bulup eve gelesiye kadar kimsenin kendisini görmediğini söyleyip onları kandırmadığını söylemiş. Arkadaşları da ona hak vererek dinlemişler ve karı kocanın arasına girmişler.

Bugün de Calandrino’nun durumuna düşen bir sürü insan var hayatımızda. Dostlarının veya yakın olduğuna inandıklarının yalanları ile ahmak durumuna düşen. “Bu sefer kazanacağız!” iddiası ile bu yalanlara günümüz Calandrino’ları da inanıyor. İşin kötü yanı bu Calandrino’lar hepimizin hayatını etkileyen siyasetçilerdi son tecrübelerimizde(şüphesiz dostları da onları bu yanılgıya düşüren bir medya grubundan başkası değildi.). Bir yalana ya da yanılgıya delicesine tıpkı Calandrino gibi ihtirasla bağlı olduklarına şüphe yok. Neyse ki vefakâr seçmenleri tıpkı zavallı güzel Tessa gibi bu sıkıntıyı sırtlanarak onları bu gülünç durumdan kurtardı. Hatta ne yazık ki bu bir haftalık süreç içerisinde bazı siyasetçiler de tıpkı Calandrino’nun Tessa’ya yaptığı gibi hakaret edip dövmese de, kendilerini bu komik durumdan kurtaranlara gönül koyduğunu gördük.

Siyasetçilerimizin Calandrino durumuna düşmeleri bir yana onun gibi yaşamaya devam etmeleri çok daha korkutucu. Çünkü Calandrino’nun arkadaşları, ona; “Suç karında değil, kadınların büyüleri bozabileceğini herkes bilir, ona birkaç gün ortalarda görünmemesi gerektiğini söylemeliydin.” dediklerinde, Calandrino bu yalana da bütün saflığıyla inandı. Yaşanan olaydan hiçbir ders alınmamış, Tessa boşuna dayak yemiş, Calandrino o taşları taşırken boşuna yorulmuş ve hiç yoktan hayal kırıklığına uğramış olarak kaldı.

Siyasetçilerimizin de bu süreçten sonra yapmaları gerekn bir tercih var; gerçek bir sorgulama yaparak, hatalarını ortaya koyma cürretini mi gösterecekler, yoksa 14. yy.’da yazılmış bir öyküyle aynı kaderi mi paylaşacaklar?

 

* Bu yazı, 2019 yerel seçimlerinde sandıktan çıkan sonucu kabullenemeyip yeniden seçim yapma cürretini gösteren ve daha büyük bir hezimete kapı aralayan, inanmak istediği yalanların peşinde koşarak küçük duruma düşen siyasi otorite ve tutumlar için Nisan 2019 tarihinde kaleme alınmıştır.





22 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page